AKP YALANLARI |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Dünyanın en zengin gazetecisi bir Türk ve AKP'den büyük ihaleler alıyor!
O aslında bir gazeteci değil.
Emekli bir binbaşı.
Medya’ya AKP ile beraber tepeden paraşütle indirilenlerden.
Onu çalıştığı medyaya kimin göreve getirdiğini bilmeyen yok!
Kimilerine göre TSK’dan irtica suçu ile kovulmuş.
Kimilerine göre ise tam tersi, yani laikçı bir ajan ve AKP’nin içine sızdırılmış!
Hiç unutmam bir gün Tuncer Kılınç Paşa ile bir kokteylde ikisini bir köşede fısıldaşırken görmüştüm.
Tuncer Kılınç’ın adamı mı?
Paşa’ya bu tuhaf adamı nereden tanıdığını sordum.
Tuncer Orgeneral, “Geçmişte emrimde çalışan katıksız Atatürkçü bir subay” karşılığını vermişti.
Ne ilginçtir ki Kılınç Paşa’nın referans verdiği bu meçhul adam Başbakan Erdoğan’ın uçağına en çok binen iki kişiden biri.
Bu durumda ya Tayyip bey ya da devletin en mahrem sırlarına vakıf MGK eski Genel Sekreteri Tuncer Paşa’dan biri fena halde işletiliyor!
Baksanıza adam ikisinin gözünde de yandaş ve muteber!
Adam kişilik olarak tuhaf ama valla iyi tiyatrocu!
Bu eski subay emeklisine çalıştığı kurumda da farklı gözle bakılıyor.
Adam bazılarına göre istihbaratçı.
Bazılarına göre de gerçekte AKP’nin sadık mutemedi ve militanı, ama askeri de idare ediyor.
Çalıştığı gazetede yazdığı yazılara bakıyoruz katıksız AKP yandaşı.
Şu halde bu emekli subay kardeşin işlettiği kesim galiba doğup büyüdüğü asker kanadı oluyor!
Canım adam sağ gösterip sol vuruyor olamaz mı diyenleri de duyar gibiyim!
Bilmem... Belki o da mümkün! Kim bilir ona çok güvenen işverenlerin bilgilerini depolayıp bir gün kullanılmak üzere servis ediyordur!
Gelelim asıl konumuza:
Binbaşı emeklisi olan bu medya temsilcisi hakkında önceki gün bana acayip şeyler anlatıldı.
Dahası, anlatılanların somut belgelerle destekleneceği sözü verildi, yani hakkında oluşturulan ayrıntılı dosyanın gönderileceği taahhütü yapıldı ve ben de yazmaya karar verdim.
Ankara temsilcileri biliyor
İlginçtir, meğer bize aktarılanlar pek çok gazetecinin bilgisi dahilinde imiş!
Evet adam hakkında anlatılanları Ankara’nın temsilci düzeyindeki pek çok anlı-şanlı gazetecisi de biliyormuş!
Peki ne midir o esrarengiz bilgi?
Subay emeklisi bu sonradan olma gazeteci bugün dünya üzerindeki en zengin medya çalışanıdır.
Evet şaşırmayın, dünyanın en zengin gazetecisi Türk’tür ve Ankara’da bir medya grubunun temsilciliğini yapıyor.
Hayır hayır, bugünkü dillere destan servetinin kökeninde Mısır’dan kalan aile mirası ya da lotodan çıkan trilyonlar yoktur.
Anlatılanlara göre adam subayken borcu sebebiyle maaşına haciz bile konmaya tevessül edilmiş, yani bugün Karun gibi olan bu sözde gazeteci dün Harun’dan bile beter sefil ve fukara imiş!
Trilyonlar ve susanlar
Peki bu korkunç servet nereden mi geldi ve hâlâ gelmeye devam ediyor?
Kamudan aldığı tezgâhlanmış işlerden!
Adam güya fiili olarak hem gazetecilik yapıyor hem de devletten onlarca trilyonluk işler bitiriyor ki bunu gizli saklı değil, resmen yapıyor.
Vahim olan şeylerden biri de şudur:
Dedik ya pek çok medya temsilcisi bu adamın çevirdiği işleri bilmesine rağmen bırakın bunları yazmayı, adamın her ay sonu verdiği milyarlar tutan ziyafetlerine konuk oluyor...
O yemekleri ve Murat Yetkin gibi katılımcıları tek tek deşifre edeceğim.
Bekleyin...
TOPRAK DİYOR Kİ!..
TMSF Başkanı İsviçre’ye mi kaçacak?
İddia sahibi ben değilim, Toprak Holding patronu Halis Toprak’tır. Şunları söylüyor Halis bey: “Ahmet Ertürk eşi ve çocuklarını İsviçre’ye gönderdi. TMSF Başkanlığı’ndan ayrıldıktan sonra ifadesine göre kendisi de İsviçre’ye gidecekmiş. Ertürk’ün bütün hayatı boyunca aldığı maaşları bir araya getirseniz eşi, çocukları ve kendisinin İsviçre’ye gitmesine ve orada yaşamasına yetmez. O zaman birileri Ahmet beye bu değirmenin suyu nereden sorusunu sormalıdır.” Evet Halis Toprak’ın medyaya yaptığı açıklama aynen böyledir. Biz Halis beyin söylediklerinin doğru ya da yalan olduğunu doğrusu bilmiyoruz. Ancak Ertürk bu iddiaları henüz yalanlamış da değildir. Toprak’ın söyledikleri eğer yalan değil de doğruysa o zaman kamu adına biz soruyoruz: Sayın Ertürk bu değirmenin suyu nereden, lütfen açıklar mısınız? Hem niye İsviçre’ye yerleşmek?
BEKLİYORUM!..
Hak etmediği onlarca milyarı utançtan açıklayamıyor!
Tayfun Talipoğlu zannediyor ki susarsam unutulur ve parsayı toplamaya, yani devletten, yani milletten her ay onlarca milyarı maaş ve program ücreti ambalajı ile almaya devam ederim. Hayır Tayfun efendi, hayır peşini bırakmam, TRT’den her ay kaç on milyar aldığını açıklayacaksın. Pırıl pırıl gazeteciler işsiz ve aç gezerken sen kim oluyorsan da TRT’ye servet bütçelerle iki ayrı program yapıyorsun? Sana o imtiyazı neyin karşılığında verdiler? O TRT ki bu fakir halkın vergileriyle yayın yapıyor. O vergilerle sana servet transferinin yapılmasının yanlışlığı duyulana kadar haykıracağız. Ey bu ülkenin namuslu ve onurlu insanları, bu rezilliğe kayıtsız mı kalacaksınız? Baksanıza adam ayda ve toplamda ne kadarlık bir sözleşmeye imza attın sorumuza paranın astronomikliği sebebiyle, yani tepki alırım korkusuyla cevap veremiyor.
İŞE BAK!..
Başkalarının problemine endeksli dış politika!
Şu fotoğrafa ya da komikliğe bakar mısınız, AKP Türkiye’nin değil başka ülkelerin sorunlarını çözmeye seferber haldedir. İşimiz gücümüz bitti bütün enerjimizi İsrail ile Filistin konusuna ayırıyoruz.Tamam İsrail’ın yaptığı zulme elbette karşı çıkalım, ama bu konu Türk dış politikasının önceliği değil ki!? Sen kendi sorunlarını çözdün de, başkalarına mı arka çıkıyorsun? Bak Yunanistan ile FIR hattı, kıta sahanlığı ve Ege’deki problemlerimiz aynen devam ediyor. Kıbrıs konusu keza çözüm bekliyor. PKK ve K.Iraklı peşmergelerle sorunlarımız ortada. Aynı şekilde Ermenistan 3-T, yani tanınma, tazminat ve toprak demeye devam ediyor. Kısacası Türkiye hiçbir dış politik sorunu halletmiş değil. Hal bu iken bunları bir tarafa bırakıp Arapların ötesinde insiyatif alıp asırlık ve kronik Filistin-İsrail sorunu ile enerji tüketmek söyler misiniz neyin nesidir?..
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|