AKP YALANLARI |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
'AKP kendi 'derin devleti'ni kuruyor!'
23/03/2009 Alevi-Bektaşi Federasyonu Genel Sekreteri Kazım Genç'ten çok
tartışılacak sözler: AKP, Ergenekon'la Kemalist derin devleti tasfiye ederken
kendi 'ılımlı İslam' derin devletini kuruyor. NEDEN: KÂZIM GENÇ Yerel seçimlere
beş gün kaldı. Herkes artık yavaş yavaş hangi partiye ve hangi adaya oy
vereceğini belirliyor. Acaba Aleviler kime oy verecek? Geleneksel olarak CHP"yi
destekleyen Aleviler, ana muhalefet partisinin son “açılımlarından” sonra ne
düşünüyor? Eskiden olduğu gibi topluca CHP"ye oy verecekler mi yoksa Alevi
oyları bölünecek mi? Çünkü onların oyları seçim sonuçlarının belirlenmesinde her
zaman olduğu gibi bu seçimde de önemli bir rol oynayacak. Alevilerin bir önemli
rol oynayacağı konu da Ergenekon süreciyle ilgili. Ergenekon soruşturmasının
derinleştirilmesine Alevi topluluğu bütün gücüyle sahip çıktığı takdirde, bu
ülkede derin devlete karşı toplumsal muhalefet çok daha güçlenebilecek ve
Türkiye kirlerinden daha sancısız arınabilecek. Önceleri Ergenekon
soruşturmasına kuşkuyla bakan Aleviler, Alevi önderlerine Ergenekoncular
tarafından suikastlar düzenleneceği anlaşıldıktan sonra Ergenekon süreci
konusunda acaba fikirlerini değiştirdiler mi? Sivas, Maraş, Gazi olaylarındaki
“derin devlet” ilişkisini nasıl değerlendiriyorlar? Bütün bunları, Ergenekon"un
son dönem tutuklularından eski Özel Harekât Daire Başkanı İbrahim Şahin"in
bilgisayarında bulunan suikast planlarında Ergenekon örgütünün ölüm
hedeflerinden biri olduğu anlaşılan Alevi ve Bektaşi Federasyonu Genel Sekreteri
Kâzım Genç"e sorduk. * * * NEŞE DÜZEL: Ardı ardına darbe günlükleri
yayınlanıyor... Cephanelikler bulunuyor... Ergenekon örgütüyle ilgili gerçekler
ortaya çıkıyor... İki yıl önce yapılan Cumhuriyet mitinglerine Aleviler büyük
kitleler halinde katılmıştı. Şimdi bu gerçekleri gördükten sonra o mitingler
hakkında ne düşünüyorsunuz? KÂZIM GENÇ: Adı Cumhuriyet mitingiydi ama, o
mitingleri düzenleyenlerin arasında Atatürkçü Düşünce Derneği en öndeydi ve bu
derneğin başkanı da emekli bir kuvvet komutanıydı. Ben o dönem Pir Sultan Abdal
Derneği"nin başkanıydım. "Kardeşim sen kuvvet komutanı olarak, bu ülkeyi yöneten
ordunun tepesindeki beş kişiden biriydin. Yetki, güç sendeydi. Niye ülkeyi
yönetirken bir şeyler yapmadın da şimdi alanlarda demokrasi demokrasi diye
bağırıyorsun? Günaydın! Neredeydin sen?" diye düşündük tabii. Ve, biz o
mitinglere mesafeli durduk. Üyelerimize katılın demedik. Katılın demediniz ama o
kuşkulandığınız o mitingleri de o gün eleştirmediniz değil mi? Hayır
eleştirmedik. Seyrettik. Bugün Cumhuriyet mitingleri yapılsa Aleviler gene
katılır mı? Bir yerlerden güdümlenmediyse ve gerçekten sivil toplum örgütlediyse
katılırlar. Çünkü Aleviler, Yavuz Sultan Selim"den beri padişahlık boyunca
çektikleri zulüm nedeniyle cumhuriyete sahip çıkarlar. Alevilerin çoğunluğunun
Kemalist ve ordu yanlısı olduğu söylenir. Bütün bu darbe planlarının,
Ergenekon"un ortaya çıkmasından sonra Aleviler arasında bu eğilim hâlâ kuvvetli
mi? Kemalizm ve ulusalcılık olarak değerlendirilebilecek şeyler, Alevilerin
cumhuriyetten beri ruhlarına işlemiştir. 1938 Dersim katliamı, Maraş, Malatya,
Çorum, Sivas ve Gazi olaylarıyla dönem dönem ağır acılar yaşamış olmalarına
rağmen, Alevilerin cumhuriyetteki konumları hiç bir zaman Osmanlı dönemindeki
gibi "görüldükleri yerde katledilme" noktasında olmadı. Aleviler bu nedenle hem
cumhuriyete hem de demokrasiye sahip çıkarlar. Ama Alevilerin bu yaklaşımı
bazılarınca kötüye kullanılmıyor mu? Tabii kullanılıyor. Cumhuriyet mitingleri
buna örnektir. Toplum bazen manipüle edildiğini anlayamaz. Alevilerin
çoğunluğunun Kemalist olduğu bir gerçek. Evet. Tartışmayız. Kemalizm, içinde
demokrasinin yer almadığı altı oklu otoriter bir ideolojidir. Daha doğrusu
ordunun ve darbelerin ideolojisidir. Alevilerin, Kemalizmin içinde olmaları ve
Kemalizmin ordunun ideolojisi olması, bir günde ortaya çıkmadı. Dolayısıyla
demokrasiye evrilmeleri de bir günde olmayacak. Bu bir süreç. Zaten Alevilerin
önemli bir kesimi bugün “ne şeriat, ne postal” sloganını söylüyor. Ergenekon"un
Alevi önderlere suikast planladığı da ortaya çıktı. Sizce neden Alevileri hedef
almak istediler? Geçen yıl Alevi ve Bektaşi Federasyonu"nda yönetim değişti. Ali
Balkız genel başkan, ben de genel sekreter oldum. Bizim dönemimizde Aleviler ilk
defa bir katliama uğramadan sadece hak talebi nedeniyle meydanlara çıktı. Geçen
9 kasımda Ankara"da 135 bin kişi “ayırımcılığa karşı eşit yurttaşlık hakkı” için
toplandı. Bir ay sonra da, Maraş katliamında yitirdiklerimizi Adana"da andık.
Orada da 20 bin kişi toplandı. Bu mitingleri görüp, “Alevi toplumu Alevi
örgütlerini dinliyor. Bunların yöneticilerine yönelik yapılacak suikastlar,
Alevileri sokağa döker. Biz de aralarına 40 provokatörümüzü sokar, bir camiye,
bir yerlere bomba koyarsak, toplumda bir kaos yaratır ve böylece ülkede darbe
ortamını hazırlarız” demiş olabilirler. 12 Eylül darbesini de Maraş katliamı
hazırlamamış mıydı? Bu suikast planlarını öğrendikten sonra ne hissettiniz?
Ergenekon savcısıyla iki kez toplam beş saate yakın görüştüm ben. Ergenekon"dan
tutuklu eski Özel Harekât Daire Başkanı İbrahim Şahin"in bilgisayarından çıkan
bizimle ilgili planları gösterdi bize. Başkan Ali Balkız"la bana yerel
seçimlerden önce suikast yapmayı planlamışlar. Evimin fotoğraflarını çekmişler.
Fotoğraflarda kar vardı. Ankara"da kar aralık başında ve son haftasında
yağdığına göre, demek ki o günlerde eve kadar gelmişler. Benim evime kargoyla
bombalı paket göndereceklermiş. Planda, sizi öldürmekle neyi hedeflediklerini
yazmışlar mı? Evet. Eylemin amacı olarak, Alevi toplumunda infial yaratmak,
ülkede kaos oluşturmak gibi şeyler yazılıydı. Bana bombalı paketi de yakın bir
akrabamın ismiyle göndereceklermiş. Bu iş için sekiz eleman görevlendirmişler.
Ali Balkız"ın arabasına da patlayıcı koyacaklarmış. Savcı suikast planlarını
gösterdiğinde, ben hukukçu gözüyle belgeler sahte olabilir diye baktım tabii.
Belgeler sahte miydi? Her sayfanın üstünde bir paraf vardı. “Nedir bunlar,” diye
sorduğumda, Ergenekon savcısı bu parafların İbrahim Şahin"in avukatına ait
olduğunu söyledi. “Biz arama yaptığımızda dokümanları kutulara, torbalara
dolduruyoruz ve mühürlüyoruz. Bunları Emniyet"te sanığın avukatının yanında
açıyoruz ve çıkan her evrakı ona paraflatıyoruz.” Bu bilgi benim için önemliydi.
Belgelerle ilgili şüphe duymama gerek kalmadı. Bugün Ergenekon"la ilgili
gerçekleri öğrendikten sonra Gazi olayları hakkında ne düşünüyorsunuz? Maraş
katliamı gibi 1995"teki Gazi olaylarını da devletin bir yerlerindeki birileri
planladı. Zaten Susurluk"ta mahkûm olan özel timci Ayhan Çarkın"ın, Gazi
olaylarında insanların üzerine ateş ederken fotoğrafları çıktı daha sonra. Derin
devlet bu işte! Bugün derin devletin adı Ergenekon oldu. Biz Savcı Bey"e Gazi ve
Sivas katliamının üzerine gitmesi gerektiğini söyledik. 1995"teki Gazi
olaylarında adı geçen Osman Gürbüz bugün Ergenekon"dan tutuklu. Ergenekon
davasında yargılananlarla 1993"teki Sivas olayı arasında bir bağ ortaya çıktı mı
peki? Henüz çıkmadı ama Sivas olayı da derin devletin ülkeyi karıştırmak için
yaptığı bir eylem. Otuz beş kişinin Madımak Oteli"nde yanarak can vermesine
devletin güvenlik güçleri seyirci kaldı. Dönemin Sivas Valisi Ahmet Karabük
anlattı: “Beni o olaylar çıktığında Ankara"dan Genelkurmay Başkanı aradı. "Asker
tüm gücüyle arkanızda. Tugay Komutanımız emrinizde. Olayı hemen çözün" dedi. O
sırada Tugay Komutanı yanımdaydı. Telefonu hemen ona verdim. Genelkurmay
Başkanı"yla konuşmasında hep "başüstüne" dedi ve kapattı. Ama sonra Sivas"taki
asker benim dediğim hiçbir şeyi yapmadı.” Sivas olayının içinde dönemin Tugay
Komutanı da mı vardı? En azından bilgisi var. Çünkü olay öyle kurgulandı ki,
asker de polis de insanların yakılmasını seyretti. Zaten bizim başkan Ali Balkız
o gün Madımak Oteli"nde kurtulanlardan. Yangından hemen önce otele üç polis
geliyor, otelin içinde polis olup olmadığını soruyorlar. Yok denince gidiyorlar.
Hemen ardından bir yüzbaşı geliyor, o da otelde asker bulunup bulunmadığını
soruyor. Yok denince o da gidiyor. On beş, yirmi dakika sonra da otel yanıyor.
Madımak"ın önüne iki cemse askerle gelen Alay Komutanı, askerleri otelin önüne
dizip yangının çıkarılmasına engel olması gerekirken, geri çekildi. Onu geri
çeken güç kimdir? Biz hâlâ bu sorunun cevabını bekliyoruz. Başkan Balkız Sivas
olayını en ince ayrıntısıyla Ergenekon savcısına anlattı. Aslında sorduğunuzun
cevabını bulmuşsunuzdur da, sorumlulardan hesap sorulmasını bekliyorsunuz. Öyle
değil mi? Bizim cevabımız hep çok açıktı. Maraş katliamı gibi bunu da devletin
bir yerlerinde birileri organize etti. Nitekim Ecevit rahmetli olduktan sonra
çekmecesinden MİT"ten gelen bu bilgi notu çıktı. “Maraş katliamını MİT"in
içindeki MHP kanadı organize etti” diyordu. Sivas"ın da evrakı bir gün çıkacak
elbette. Aleviler, CHP"nin tabanında önemli bir yer tutuyor... CHP ise
Ergenekon"un avukatı olduğunu açıkladı. Bütün bu gerçeklerden sonra Aleviler
CHP"yi nasıl değerlendiriyor? Alevi toplumu özgürlüğüne çok düşkündür. Türkiye
çok partili düzene geçtiğinde, “Yeter, söz milletin” diyen Demokrat Parti"ye
önce oy verdi. 1957"de ise desteğini çekti. Çünkü sağa güveni kalmadı ve o
günden beri de sağa mesafeli durdu. Sağ, Sünni devleti temsil eder. Bugün
Aleviler mecburiyetten ve mahcubiyetten CHP"ye oy veriyor. Aleviler niye mecbur
ve mahcup? Aleviler, şeriatın geleceği ve böyle bir ortamda kendilerinin yok
edileceği korkusuyla davranıyorlar. Yoksa Aleviler, CHP"nin kendilerini yok
sayması nedeniyle 1999"da alternatif olarak Ecevit"in DSP"sini gördü ve ona oy
verdi. Ve CHP o seçimde barajın altında kaldı. 2002 seçiminde ise DSP"nin ikiye
bölünmesi üzerine Aleviler CHP"ye oy verdiler ve onu barajın üstüne çıkardılar.
Aleviler CHP"ye bu kadar sahip çıkarken, CHP onlara sahip çıkıyor mu peki?
Çıkmıyor mu? Asla çıkmıyor. O yüzden Aleviler, “Allah kahretsin” diyorlar ve
mecburiyetten gidip CHP"ye oy veriyorlar. Onun Ergenekon"un avukatlığını
yapmasından da rahatsızlar. “Ergenekon"un avukatıyım” diyene de, “savcısıyım”
diyene de bizim iki lafımız var. Bu ülkede 17 bin 542 faili meçhul cinayetin
avukatı ve savcısı olmak sizin aklınıza niye gelmiyor? CHP"nin çarşaf ve kuran
kursu açılımları Aleviler tarafından nasıl karşılandı? Açık söylüyorum. Bizim
suskunluğumuz bir şeylerin farkında olmadığımız için değildir. Bizim
suskunluğumuz seçim dönemi nedeniyledir. “Aleviler yüzünden birileri kaybetti ya
da kazandı” diye seçim sonuçlarıyla ilgili suçlanmamak içindir. Yoksa biz 30
marttan sonra sesimizi bangır bangır çıkaracağız. Eleştirilerimizi söyleyeceğiz.
Nasıl “bu ülkenin türban için ölmek isteyen bir başbakana ihtiyacı yok. Bu
ülkenin cumhuriyeti ve demokrasiyi savunan bir başbakana ihtiyacı var” diyorsak,
“adında cumhuriyet olan bir parti de çarşafa dolanmaz” diyoruz. Biz, 29 Mart
akşamına kadar susuyoruz. Geçen hafta konuştuğum siyaset bilimci Hasan Bülent
Kahraman, “CHP"nin çarşaf açılımını kimse ciddiye almıyor ama Aleviler çok
ciddiye alıyor. Yerel seçimlerden sonra CHP"nin yönetimini değiştirmek
isteyeceklerdir” dedi. 29 Mart"tan sonra bunu mu yapacaksınız? Eleştirilerimizi
kamuoyuyla paylaşacağız. CHP"nin çarşaf açılımını ciddiye alıyoruz. CHP"nin
yönetimi bizim eleştirilerimizle değişir mi bilemem ama değişmek zorunda
oldukları açık. Böyle devam ederlerse gelecek günlerde gene barajın altında
kalacaklar. Bunu görmeleri gerekir. Bu seçimlerde Aleviler kime oy verecek? Bu
yerel seçimlerde Aleviler CHP"ye değil, daha çok kişilere oy verecekler.
Demokrasiden ve emekten yana olan soldaki en kuvvetli isimlere oy verecekler.
Mesela İstanbul"da ve Ankara"da CHP"nin adaylarını, Eskişehir ve Bolu"da DSP"nin
adaylarını, Mersin"de de DTP"nin alevi adayını destekleyecekler. Siz Ergenekon
davasına müdahil olarak katılabilecek misiniz? Savcı Bey"e müdahil olmak
istediğimizi söyledik ama buna mahkeme karar verecek. Bu ülkenin asıl ihtiyacı,
demokrasi isteyen herkesin Ergenekon sürecine sahip çıkmasıdır. Önceleri
Ergenekon"un varlığı Alevilerin de arasında bulunduğu bir kesim tarafından
kuşkuyla karşılanmıştı. Bu kuşku ne zaman ortadan kalktı? Henüz tam kalkmadı.
Sizce, Ergenekon nedir? Bu yapıya ister Gladio, kontrgerilla, JİTEM ya da
Ergenekon deyin derin devlet bu ülkede hep vardı. Tek fark, şimdi devlet
Ergenekon"u deşifre etme yönünde adım atıyor. Bu ülkede darbeler hep bu yapı
üzerinden yapıldı. AKP iktidarına mesafeli olduğunuzu biliyoruz. Ergenekon onun
iktidarı sırasında ortaya çıkarıldı. CHP"nin tavrına bakıldığında ise onun
iktidarında bu çetenin üstüne gidilmeyeceği anlaşılıyor. Bu sizin seçimlerdeki
oylarınızı nasıl etkileyecek? Seçimlerde oyumuzu etkilemeyecektir. Zaten bir
iktidar ülkedeki her illegal yapılanmaya karşı demokrasi adına mücadele etmek
zorundadır. Ama sizin oy verdiğiniz CHP mücadele etmek bir yana, “Ben
Ergenekon"un avukatıyım” diyor. Bu, onun yanlışı. Bir kere barajın altında
bıraktık, uslanmamış, ne yapalım! AKP"ye mesafeli durduğumuza gelince, onlar da
bize mesafeli duruyorlar. Bu sevgisizlik karşılıklıdır. Alevi toplumu sağa oy
vermez. Sadece çok azı verir. AKP"nin Alevi açılımı sizce yeterli mi? AKP"nin
Alevi açılımı bir kandırmaca. “Din kültürü ve ahlak dersi kitaplarına Alevilikle
ilgili 32 sayfa koydum” diyor. Bakıyorsunuz, bu ders ilköğretim dördüncü sınıfta
başlıyor, onlar ise Aleviliği lise son kitaplarına koyuyor. Lise sona kadar
gencin beynini dolduracaksın, sonra bir de Alevilik var diyeceksin. Üstelik
onların yazdığı Alevilikle bizim Aleviliğimizin ilgisi yok. Hacı Bektaş Veli"yi
bile hacı yapıyorlar. Şiirinde, “Kıldan ince köprü yaptım. Gelsin kullar girsin
diye. Ben şöyle durayım, Yiğit isen... Sen geç a Tanrı” diyen Kaygusuz Abdal"ı
hacca götürüyorlar. Bu adamın hacda işi ne? Aleviliği asimile edip, Alevi
inancını bitirmek istiyorlar. Neler bekliyorsunuz hükümetten? Biz eşit yurttaş
olmak istiyoruz. Hükümete “AİHM ve Danıştay kararlarını uygula. Okullarda din
dersini kaldır ya da seçmeli yap. Ama din dersi okumayı seçen, gitsin okul
yönetimine ve bu isteğini bildirsin. Din dersi okumak istemeyen gidip
bildirmesin” diyoruz. Biz, devletin din işlerinden elini çekmesini, inancın
sivil topluma bırakılmasını ve dolayısıyla Diyanet İşleri"nin lağvedilmesini
istiyoruz. Devlet din işlerini finanse etmemeli ve şekillendirmemeli. Sadece
denetlemeli, o kadar. Böylece kavga biter. Laik devlette Diyanet olmaz. AKP
ayrıca cemevinin Alevilerin ibadethanesi olduğunu kabul etmiyor. Cemevine ne
diyor peki? “Ben Aleviyim. Benim ibadet yerim cemevi” diyorum. O bize, “cemevi
kültür merkezidir” diyor. Kardeşim sana ne? Ben cemevinde ibadet ediyorum ve
kendimi böyle tanımlıyorum. AKP ise Alevi köylerine cami yapıp oralara imam
atıyor. Türkiye"de 87 bin kadar cami var. Bunun 60 bininin arsası devletin. Bize
ise devlet arsa vermediği gibi, bize kendi arsamızın üzerine bile cemevi
yaptırmıyorlar. Başbakan Erdoğan, Aleviler bizim girişimlerimizi yetersiz
buluyorsa önerilerle gelsinler dedi. Başbakan"a öneriler götürmeyi düşünüyor
usunuz? Yazar göndeririz. Ama bunu diyen Başbakan"dan biz iki kez randevu talep
ettik, vermedi. Alevilerin kendi aralarında bazı anlaşmazlıklar var. Aleviliğin
tanımı üzerinde anlaşamıyorlar. Sizce Alevilik nedir? Alevilik çok geniş bir
inançtır. İslam"ı kapsar ama ne bire bir İslam"ın tamamıdır ne de bire bir
İslam"ın dışındadır. İslamiyet"in beş şartının hiçbirini Aleviler yapmaz ama
aynı Aleviler “Hz. Muhammet benim peygamberim” der. AKP ise bizim için,
“Alevilik İslam"ın farklı bir yorumudur. İbadet yeri de camidir” diyor ve bizi
bir tarikat olarak görüyor. Alevileri asimile etmeye çalışıyor. Aleviler
arasında da Alevilikle ilgili görüş farklılıkları var. Niye Alevilik konusunda
görüş ayrılığı var? İslam"da da görüş farklılıkları yok mu? Nurcular, Nakşiler,
Aczmendiler neden çıktı? Alevilik konusundaki görüş farklılığının nedeni,
Aleviliğin, Anadolu"nun yasaklı inancı ve kültürü olmasından kaynaklanıyor.
Katledilme korkusuyla Aleviler yüzyıllar boyunca kendi bölgelerinde kapalı
olarak yaşadılar. O dönemde tenkit imkânları da yoktu. Bu yüzden de
Tunceli"deki, Balıkesir"deki, Sivas"taki vb. herkes kendi yorumunu yaptı. Farklı
yaklaşımlar ortaya çıktı. Aleviler, Sivas katliamından bu yana ilk kez Aleviliği
tartışıyorlar. Üstelik bu tartışmayı gizli değil, kamuoyunun önünde açıkça ve
özgürce yapıyorlar. Tekrar Ergenekon"a dönersek... Ergenekon konusunda AKP"nin
gizli hesapları olduğundan kuşkulanıyor musunuz? Çok açık söyleyeyim. Türkiye"de
Kemalist, ulusalcı bir derin devlet vardır ve devletin tek sahibi odur, devleti
o yönetir. Siyasi parti, sivil hükümet, şu, bu hikâyedir. AKP, şimdi Kemalist
derin devleti egale ederken kendi ılımlı İslam"ının derin devletini oluşturmaya
çalıştığı konusunda ciddi şüphelerim var. Bunun karşısında demokrasi mücadelesi
verilmesi lazım. Çünkü bu süreç bahane edilerek insanlar dinleniyor, bu
dinlemeler basına sızdırılıyor ve kişisel özgürlüklere müdahale ediliyor. Ama şu
da var... Evet... Ergenekon haklı bir süreç. Eğer bu ülkenin kirlerden
arınmasını istiyorsak, derin devletteki bu temizliği AKP"nin yapması beni hiç
ilgilendirmiyor. 1995"te gözaltında kaybolan 13 yaşındaki Davut"un, Sivas"ta yok
edilen 12 yaşındaki Koray Kara"nın, 12 yaşında sırtından 12 kurşunla öldürülen
Uğur Kaymaz"ın dramları ortada dururken, ben ülkedeki kirliliği kim temizlerse
temizlesin onun yanındayım. Ergenekon süreci kime yararsa yarasın umurumda
değil. Artık şunu biliyorum. Bundan sonra bu ülkede kimse faili meçhul
cinayetler işleyemeyecek, yargısız infazlar ve katliamlar yapamayacak. Çünkü
bunun hesabının bir gün sorulacağını bilecek ve korkacak. İlk kez hesap
soruluyor bu ülkede. Cumhuriyet gazetesi Alevilerin sevdiği bir gazete.
Balbay"ın günlüklerinden sonra Cumhuriyet gazetesi hakkında ne düşünüyorsunuz?
İlhan Selçuk"un İttihatçı yapısını herkes bilir. Bizler öğrenciyken kolumuzun
altında Cumhuriyet gazetesi var diye dayak yemiş insanlarız. Şimdiki durumu,
bizi yaralıyor. Biz demokrasiyi savunur diye düşünüyorduk meğer Gazi olaylarını
savunan yönü de varmış... Söyleşi: Neşe Düzel Endişeli misiniz? Elbette. Biz
Aleviler, din vurgusu güçlü bir partinin sürekli iktidar olmasından ve ona karşı
demokrasi mücadelesi verecek bir muhalefetin olmamasından endişeliyiz. Ordu
hakkında ne düşünüyorsunuz? Ordu siyasetin dışında olmalı ve kendisine verilen
görevi yapmalı, seçilmişlere bağlı olduğunu da bilmeli. Ama ordu sivil yönetimle
ilgili olarak, "onlar beceriksiz, biz başa gelir toparlarız" diye düşünüyor.
Nasıl toparladıklarını gördük. 12 Eylül darbesini gerçekleştirdiler, şeriatçı
yapıya sahip bir partiyi başımıza iktidar yaptılar. Keşke ülkeyi
"toparlamasalardı" da her gelişmiş ülkede olduğu gibi bu ülkede de bir sol parti
oluşsaydı!
|
|
|
|
|
|
|
|
|