Fethullah Gülen’in Emrindeki Bakanlar:
Hans Aiberg'in yazdiklarina ve internette bulunan bilgilere
gore:
Fethullah Gülen Aiberg'i satin alip emrine
alamadigi icin, kendi yayin organlarinda karalama kampanyasi baslatmis daha sonra
Nurcularin
maskesini dusurdugu icin kendisine
suikastler
bile duzenletmistir. Hatta rahmetli Necip Hablemitoglu kaynakli bir bilgiye gore
Fethullah Gulen'e sunulan oldurulmesi gerekli 7 kisilik listede 1. sirada
oldurulmesi gerekli kisi Hans Aiberg'tir.
Ayni (Fethullah Gulen'e sunulan) listede oldurulmesi gerekli
kimseler arasinda 4. sirada olan Hablemitoglu duzenlenen sinsi ve kallesce
suikast sonucu hayatini kaybetmistir. Rahmetli Hablemitoglu'nun uyarisindan
sonra Hans Aiberg 2 ayri suikast girisiminden birinden yarali, digerinden ise
yara almadan kurtulmustur.
Bu on bilgilerdenden sonra, sis perdesinin aydinlatilmasinda
faydasi olmasi acisindan medyadan derledigimiz bolumu sunuyor, yorumu okurlara birakiyoruz
Hans Aiberg'i ve esini; ASILSIZ ve GERCEK DISI
SUCLAMA ile tutuklayan Balikesir Emniyet Mudurlugunun
bagli oldugu Ic Isleri Bakani Abdulkadir Aksu'nun ve cezaevinde 7 aya yakin
sure YARGISIZ INFAZA mahkum eden kurumun bagli
oldugu Adalet Bakani Cemil Cicek'in
Fethullah Gülen’in emrinde
olduklari tespit edildi.
Emin Şirin'in Fethullah Gulen emrinde bakanlar oldugunu
hatta "NurettinVeren'in, en aşağı dört tane bakanın
Gülen’in izni olmadan öksüremeyeceğini iddia ettigini" ve
savciliga suc duyurusunda bulunuldugunu belirttigi
aciklamadan
ilgili bolum:
Olmuyorlar. Olamıyorlar
değil, şuurlu yapıyorlar... Fethullah Gülen’in dini
idare ve siyasete alet etmemesi lazımdır. Milli Eğitim’den,
İçişleri Bakanlığı’ndan, Adalet Bakanlığı’ndan
elini ayağını mut-la-ka çekmesi lazımdır. Yoksa
çektirirler.
-AKP ile ilişkileri mi var diyorsunuz...
Yahu göbek bağı var...
NurettinVeren, en aşağı dört
tane bakanın Gülen’in izni olmadan öksüremeyeceğini iddia
etti. Ben de bu iddiaları savcılığa taşıdım...
-Kimdi bu bakanlar?
Cemil Çiçek, Ali Coşkun,
Abdülkadir Aksu
ve Hüseyin Çelik’ten
bahsediyor. Bu iddiaların araştırılması lazım...
-Veren’in Gülen cemaatinden ayrıldığı için iftira
attığı söyleniyor...
Bu laflar boş laflardır. Veren’in iddialarını da
tetkik edecek merci savcılıktır. Savcılık
harekete geçsin, tespitlerini yapsın, ondan sonra iftira mıdır
değil midir anlayalım.
-Fakat, Gülen ve Ak Parti’nin arasının pek de iyi olmadığı
söylentileri de var...
Peki öyleyse... son Amerika’ya giden iki tane bakan, Abdullah Gül ile
Mehdi Eker... kendisini ziyaret etmiş mi etmemiş mi?... Bir açıklasın
bakalım...
-Ne zamandı bu ziyaret?
Son altı ay içerisinde... Kur’an-ı Kerim'e el basarak açıklasın
ama...
http://www.nurettinveren.net/modules/news/article.php?storyid=215 |
HOCAEFENDİ
İÇİN YENİ SUÇ DUYURUSU!
İstanbul bağımsız
Milletvekili Emin Şirin, Fethullah Gülen hakkında ididalarda
bulunan Nurettin Veren'in açıklamalarının değerlendirilmesi
amacıyla Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na
suç duyurusunda bulundu.
Edinilen bilgiye göre Emin Şirin, Nurettin Veren ile birlikte
Ulusal Kanal'da 3 Haziran'da katıldığı Aydınlık
Kürsü programının deşifresiyle birlikte Ankara
Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda
bulundu. Şirin, Veren'in, "Ben bir ihbarcı konumundan öte,
bir şahidim. Savcılara diyorum ki, Sayın Savcılar
ben, ihbarda bulunmanın ötesinde canlı şahidim. Beni
birileri yok ettikten sonra mı benim ifademe müracaat edeceksiniz.
Ben canlıyken benim ifademi alın" dediğini aktardı.
Şirin, "Eğer bu iddialar Ankara 11. Ağır Ceza
Mahkemesi'nde görülen 2000/124 E.Sayılı dosyayı
alakadar ediyorsa, Nurettin Veren'in bu davada tanık olarak
dinlenilmesi ve ayrıca, bu iddiaların ihbar kabul edilerek
Nurettin Veren'in ifadesine başvurulmasını ve eğer
bir cürüm unsuru görülürse gerekli hukuki işlemlerin yapılmasını
ve eğer bu dosyayı alakadar etmese bile ayrıca ihbar
kabul edilmesini arz ederim" dedi.
İDDİALAR NELER?
Nurettin Veren, Şirin'in suç duyurusuna konu olan programda; Gülen'in
mükemmel vaazlarıyla Kuran'ı anlatmasıyla insanları
cezbettiğini,
Adalet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Cemil
Çiçek,
İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, Sanayi ve Ticaret
Bakanı Ali Coşkun, eski İçişleri Bakanı Şehabettin
Harput ile yüzlerce kez görüştüğünü, bu isimlerin Gülen'in
'yat' demesiyle yatıp, 'kalk' demesiyle kalkacağını",
Ali Talip Özdemir ile birlikte bu dört isimin Gülen isteseydi geçmişte
ANAP'a değil CHP'ye bile geçebileceğini, Başbakanlığı
döneminde konutta Tansu Çiller'e 2.5 saat boyunca Gülen'i anlattığını,
ondan sonra Çiller'den fevkalade destek ve yakınlık gördüklerini,
Gülen'in "Türkiye işgalinin 1998 ve 2000 yılında
bittiğini",
"imamlarının" güvenlik ve
istihbarat birimleri de dahil devletin her kademesinde yer aldığını,
Turgut Özal ilk kez milletvekili adayı olduğunda Gülen'in
talimatıyla evde hasta yatan ninelerin dahi sedyeyle oy vermeye götürüldüğünü,
artık bütün dinleri harmanlayarak evenjalist bir din anlayışıyla
dünyaya yeni bir model sunmak istediğini,
'Derin Fethullah
devletinin en büyük çete
olduğunu, devlet bilincine varması
gerektiğini" iddia etmişti.
http://www.sonsaniye.net/haber2389.htm
|
BAKANLARIN FETHULLAH BAĞLANTISI
Adalet Bakanı Cemil Çiçek, bugüne
kadar tüm görevlerini anayasa ve yasalar çerçevesinde yaptığını
belirterek kimsenin emrinde olmadığını söyledi.
Acaba Bakan Çiçek, neden bu açıklamayı yapmak ihtiyacını
duydu?
Ulusal Kanal'da yayınlanan ve Nurettin
Veren'in sunduğu Aydınlık Kürsü programında Veren,
AKP'li Bakanlar için, Fetullah Gülen'in her dediğine itaat
edeceklerini söylemişti.
Nurettin Veren programında
Adalet Bakanı
Cemil Çiçek, İçişleri Bakanı Abdülkadir
Aksu, Sanayi
ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun ve eski İçişleri
Bakanı Şahabettin Harbut ile yüzyüze görüştüğünü,
bu kişilerin Gülen'in "yat demesiyle yatıp, kalk
demesiyle kalkacağı"nı açıklamıştı.
Veren'in bu açıklamaları üzerine, İstanbul Bağımsız
Milletvekili Emin Şirin, Adalet Bakanı hakkında,
Cumhuriyet savcılığına şuç duyurusunda bulunmuştu.
http://ulusalkanal.com.tr/index.php?option=com_content&task=view&id=637&Itemid=4 |
Ölüm fermanının
imzalandığını öne sürerek Gülen hakkında
aleyhte açıklamalarda bulunan Nurettin Veren, bir süredir bir
dizi iddiayla gündemde yeralan bir isim.
Yazı dizisinin bugünkü bölümünde bir yerde Veren şunları
iddia ediyor:
Bakan Aksu beni ikna etmeye çalıştı
Ben hiçbir yerden çare bulamayınca, olabilecek herhangi tehlikeli
bir durumu önlemesi için eskiden beri hem
Fethullah Gülen'i hem de
beni yakından tanıyan İçişleri Bakanı Abdülkadir
Aksu' nun makam odasına giderek yazılı dilekçemi suç
duyurusu olarak verdim. 2-3 saat orada konuyu görüşmemize rağmen
konuyu örtbas etmek ve bu işi duyurmamak için Aksu beni iknaya uğraştı.
Ben, ondan sonra Cemil Çiçek Bey'e (O da beni eskiden tanır ve
Hocaefendi'nin yanına sık sık gelir) faks çekerek aynı
müracaatta bulundum. Fakat hiçbir cevap alamadım.
...
http://www.sansursuz.com/haberler/templates/sansursuz.asp?articleid=2068&zoneid=1&y= |
Gülen'i aklama
çabası
, 08 Ocak 2005
Sivil toplum örgütleri, son dönemde Fethullah
Gülen'le ilgili yazı dizilerinin ABD destekli bir merkezden yönetildiğini
belirterek amacın Cumhuriyeti içeriden vurmak olduğunu
savundular. Sivil örgütler, Gülen'i öven gazetelere karşı
kampanya başlatacaklarını açıkladılar.
Bağımsız Milletvekili Emin Şirin de basının
Fethullah Gülen'e olan ilgisini 3 nedene bağladı: Birincisi
tiraj kaygısı, ikincisi Gülen'in kendisini aklama gayreti,
üçüncüsü de gazete sahiplerinin cemaatten maddi beklentisi.
...
Yazı dizilerine tepki gösteren sivil toplum örgütleri kampanya
başlatacaklar
Basının Fethullah 'aşkı'
İstanbul Haber Servisi - Türk basınında bir süredir
birbiri ardına yayımlanan Fethullah Gülen hakkındaki
yazı dizilerine sivil toplum kuruluşları tepki gösterdi.
Çağdaş Eğitim Vakfı Başkanı Gülseven
Yaşer , Gülen haberlerini utançla ve kaygıyla izlediğini
belirtirken İP İstanbul İl Başkanı Erkan Önsel
, Gülen yazı dizilerinin amacınının cumhuriyeti içeriden
yıkmak olduğunu savundu.
Sabah gazetesinde 26 gündür Emre Aköz ve Nevzat Atal tarafından
hazırlanan ''Saidi Nursi'den Fethullah Gülen'e Nur Cemaati'' yazı
dizisinin ardından bugün de Milliyet gazetesinde Mehmet Gündem
'in yazı dizisi başlıyor. Gülen röportajını
Zaman gazetesinin eski yazarı Mehmet Gündem'in yapması
dikkat çekiyor.
Gündem, 1996'dan 2001'in sonlarına kadar Zaman gazetesinde
haftalık röportaj yazarlığı yapmış, Kasım
2001-Mayıs 2003 tarihleri arasında da Zaman'ın yorum
sayfalarının editörlüğünü üstlenmişti.
Gündem, 2004'ün başından bu yana Milliyet gazetesinde çalışıyor.
Milliyet gazetesi yazıişleri müdürlerinden Tahir Özyurtseven
, ''Sabah gazetesindeki Gülen dizisinin hemen ardından neden
Fettullah Gülen röportajı yayımlıyorsunuz'' sorusunu
şöyle yanıtladı:
''Sabah'taki herkesin bildiği şeylerdi. Sıcak bir haber
içermiyordu. Gündem, aylar öncesinden röportaj için randevu almıştı.
Özellikle Sabah'taki dizinin bitmesini beklemedik. Gülen ile koşullar
gereği haber değeri taşıdığı için
röportaj yaptık.''
Sivil Toplum Kuruluşları Birliği (STKB) önümüzdeki günlerde
bu yazı dizilerinin yayımlandığı Sabah ve
Milliyet gazetelerinin satın alınmaması için geniş
kapsamlı bir kampanya başlatmaya hazırlanıyor.
Kasetlerden sonra ne değişti
STKB üyesi Çağdaş Eğitim Vakfı Başkanı
Gülseven Yaşer, bu gazetelerde Gülen'e karşı başlayan
''büyük aşkı'' , kaygı ve utançla izlediğini söyledi.
1999 yılında Gülen'in cumhuriyet karşıtı
konuşmalarını içeren kasetlerinin medyada yer aldığını
anımsatan Yaşer, ''O kasetleri yayımlayan da bugünkü
yayınları yapan da aynı medya. Toplumu aydınlatması
gereken medya, insanları yanlış yollara yönlendiriyor.
O kasetlerden sonra ne değişti ki medya Gülen'in peşine
düştü. İleride yeni kasetler çıksın onları
da yayınlarlar. Yayın politikaları çok kişiliksiz''
dedi. Yaşer, Gülen'in eğitim kurumlarında öğrenim
görmüş bazı gençlerin kendilerine başvurduğunu
ve orada yaşananların anlatıldığı
kitaplar basıldığını anlatarak o kitapların
toplatıldığına dikkat çekti. Bu yayınların
arkasında büyük paralar döndüğünü iddia eden Yaşer,
''Çünkü, zamanında bize de paralar teklif edilmişti.
Medya, tarikatlara alet oluyor. Gülen'in o kasetlerini yayımlayan
medya tarafından bugün baş tacı edilmesi düşündürücü''
diye konuştu.
İşçi Partisi İstanbul İl Başkanı Erkan
Önsel de Gülen'in sağ kolu Nurettin Veren 'in Aydınlık
dergisi ve Ulusal Kanal'a yaptığı önemli açıklamaların
ardından Amerikancı medyada Fethullah Gülen'i parlatma
kampanyası başlatıldığını kaydetti.
Gülen'in Pensilvanya'da 130 dönümlük çiftliğinde, CIA'in yakın
koruması altında 6 yıldır Türkiye düşmanı
faaliyetini sürdürdüğünü ifade eden Önsel, ''tarikatlar
koalisyonu'' nun hükümetin birçok bakanlığını
elinde bulundurduğunu belirtti.
08.01.2005 Cumhuriyet gazetesinden alınmadır
http://www.cev.org.tr/ayin_konusu.php?id=14
|
Kürt
İslamcıların değişmeyen ismi:
Abdülkadir
Aksu
...
Özellikle 1990’lardan sonra, Kürt İslamcıların
hükümet olduğu dönemlerin bir önemli özelliği daha vardır:Adülkadir
Aksu’nun İçişleri bakanı olması.
Türt-İslamcılığın en yüksek
aşamasına geldiği ANAP iktidarının İçişleri
Bakanı ile Kürt-İslamcılığının en yüksek
aşamasına geldiği ve devleti tehdit ettiği günümüz
AKP iktidarının İçişleri bakanı aynıdır.
Yine büyük bir tesadüf olacak, emniyette,
devletin kritik mevkilerinde, Kürtçü ve Şeriatçı kadrolaşmanın
yoğun olduğu, İçişleri Bakanlığına
bağlı kurumların, devlete karşı gelme, devlet düşmanlığı
yapma cesaretini gösterdiği dönemler yine Aksu’nun İçişleri
Bakanı olduğu dönemlerdir. Polis
içersinde Fethullahçı yapılanmanın temellerini Aksu atmıştır.
Bir iki ay öncesini hepimiz hatırlıyoruz.
DTP’li belediye başkanları, Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı,
devletin aleyhinde ortak bildiri yayınlamışlar ve hiçbir
yaptırımla karşılaşmamışlardır.
Doğu illerinde devlete karşı ayaklanan insanları yönlendirenler
yine bu belediye başkanlarıdır. İnsanlar, devleti değil
belediye başkanlarını dinlemektedirler.
PKK’lıların cenazeleri, DTP’li
belediyelerin tahsis ettiği ambulanslarla kaldırılmakta,
ölen PKK’lılar için yine bu belediyeler tarafından anıtlar
dikilmektedir. Ancak İçişleri Bakanı tüm bunlar karşısında
sessizdir. Tüm bu olup bitenlere göz yummaktadır. Tüm bunlara göz
yummak, devlete karşı PKK’lıyı desteklemekten başka
anlama gelir mi? Aksu Emniyet’i öyle bir hale getirmiştir ki,
kendi milletine düşman, Türk devletine düşman, Atatürk’e
düşman insanlar Emniyet’i doldurmuşlardır.
Hemen hatırlatmakta fayda var. Atatürkçü
aydınlara karşı en çok kimin döneminde saldırılar
olmuştur, en çok kimin döneminde Atatürkçü aydınlar öldürülmüştür?
Bu dönemlerde İçişleri bakanı
hep Abdülkadir Aksu’dur.
Muammer Aksoy, Çetin Emeç, Bahriye Üçok,
Necip Hablemitoğlu gibi Atatürkçü aydınlar Aksu’nun
İçişleri Bakanlığı döneminde öldürülmüş
ve hiç birinin faili bulunmamıştır.
.....
Türk Solu
Kuzey Fırat
http://www.turksolu.org/109/kfirat109.htm
|
AKP Kürt-İslam devleti istiyor
Güneş Ayas
...
Nurcu
Bakana göre Atatürk yedi düveli yenmemiş
Devam edelim; infazlardan sonra
Hüseyin
Çelik kurtuluyor ve hemen Fethullah’a sığınıyor.
Bundan sonra o bir Fethullah’çıdır. Fethullah’ın
okullarının reklam kampanyalarına çıkar,
Fethullah’ın DGM’deki yargılaması başladığında
ilk karşı çıkanlardan biri olur.
Hüseyin Çelik yalnız Türklüğe değil
Atatürk ilkelerine de karşıdır. O’na göre 10 Kasım
anmaları “ilkel kabilelerin tapınmaları”na
benzemektedir, saygı duruşunda bulunmak ise “yatırdan
bir şey istemek” gibidir. Türkiye’de Atatürk’ün manevi kişiliği
“ancak kanunlarla korunabilmektedir.” Yoksa halkın sevgisi
samimi değildir. Çelik Türk milletinin verdiği Kurtuluş
Savaşı’na bile inanmamaktadır:
“Milli mücadelede Atatürk yedi düveli denize döktü
diye körpe beyinlere telkinde bulunursanız... İngilizlerin,
Fransızların ve İtalyanların hiç de ordularla,
silah zoruyla çıkarılmadıklarını öğrendikleri
zaman milli mücadele şaibe altında kalmaz mı?”
Milli Eğitim Bakanı’nın nasıl
birisi olduğu az çok ortaya çıktı. Bir seneden beri
yaptığı icraatı da hep birlikte izliyoruz. YÖK’e
ve üniversitelere düşmanlık, türban, İmam Hatip kışkırtması
ve kadrolaşma. Milli Eğitim Bakanlığı’nda bir
“imamlaşma” yaşandığını bilmeyen
kalmadı ama bir “Kürtleşme” yaşandığını
da söylemek gerek. Bakanlık yazışmalarından Türk sözcüğünü
kaldırmak isteyen müsteşar Şaban Şimşek’i de
aynı Hüseyin Çelik atamadı mı?
...
http://www.turksolu.org/44/ayas44.htm |
FETHULLAH GÜLEN MEHDİ
EKER BULUŞMASI!
Başbakan Tayyip Erdoğan,
seçimlere bir yıla kala, Fethullah
Gülen’in yeniden desteğini alabilmek için harekete
geçti.
HABERTURK
ABD ziyareti sırasında
Gülen ile bir şekilde
irtibat kurarak aralarındaki soğukluğu gidermek
isteyen Erdoğan, cemaate yakınlığıyla tanınan
ve
sevilen bir isim olan Tarım Bakanı Mehdi Eker’i elçi
gönderdi. AK Parti’nin kaderini belirleyecek sürpriz
Pennsylvania buluşmasını Habertürk Ankara Haber
Müdürü Gülin Yıldırımkaya ortaya çıkardı.
GÖZDEN ÇIKARMADI
Bugüne kadar Fethullah Gülen’in
hiçbir organizasyonuna
katılmayan, yurtdışı seyahatlerinde okullarına
uğramayan ve Gülen’i hiç ziyaret etmeyen Başbakan
Tayyip Erdoğan, sanılanın aksine cemaati gözden
çıkaramadı. Erdoğan, ABD ziyareti öncesinde sürpriz
bir adım atarak cemaate yakınlığı ile bilinen
ve
sevilen bir isim olan Tarım Bakanı Mehdi Eker’i
Fethullah Gülen’e elçi gönderdi. Gülen’i
Pennsylvania’daki evinde gizlice ziyaret ederek
Erdoğan’ın mesajlarını ileten Eker’in aldığı
yanıt AK Parti’nin kaderini belirleyecek.
ARALARI AÇILMIŞTI
Erdoğan ile Gülen
cemaatinin arasının açıldığı,
cemaatin önde gelen isimlerinden Hüseyin Gülerce’nin
yazılarında hükümete sert mesajlar göndermesiyle açığa
çıkmıştı. Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı
olabilmek için
Gülen’e yönelik bir operasyon yapabileceği
spekülasyonuna karşı hükümeti uyaran Gülerce, bunun Ak
Parti’nin intiharı olacağını yazmıştı.
Gülerce, Vatan
gazetesine verdiği röportajda da Erdoğan’ın Gülen’i
hiç ziyaret etmemesine sitem etmişti.
Başbakan’ın tavırları, Gülen cemaatini gözden
çıkardığı şeklinde yorumlanmıştı.
Ancak Erdoğan Tarım
Bakanı Mehdi Eker’i öncü kuvvet olarak ABD’ye
göndererek, Gülen’in gönlünü almak için ilk adımı
attı.
Tarım Bakanlığı’nın internet sitesinde ise
Eker’in süt
ineği yarışmasının ardından Pennsylvania
çiftliğinde
incelemelerde bulunduğu bilgisi yer alırken, Fethullah
Gülen ile gizli buluşması saklandı.
http://www.sonsaniye.net/haber7060.htm |
|