|
|
|
AKP AVRUPA BIRLIGI ILISKILERI |
|
|
AKP, AB´nin emir kulu oldu
MHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Bal, AKP iktidarının dış güçlere ve bilhazssa AB´ye teslim olduğunu söyledi.
Vakıflar Yasasını ser bir dille eleştiren Bal, ``AB, azınlık vakıfları üzerinden yüz yıllık bir hesabın peşindedir. Bu hesapta kullanacağı dayatmaları Türkiye`ye karşı ileri sürmektedir.Teslimiyetçi AKP ise `emredersin komutanım` anlayışı ile Lozan Antlaşmasını, Anayasamızı, Medeni Kanunumuzu ve Vakıflar Kanunumuzu yazboz tahtasına döndürerek Türk Milletinin sırtından yeni edindiği dostlarını gönüllemektedir.`` dedi. ||`Kıbrıs, Ege, Ermeni, Irak, Kerkük, Boğazlar meselelerinde ortaya çıkan AKP yalanı ile AB dayatmaları ne yazık ki azınlık vakıflarında da kendini göstermiştir`` diyen Bal ``Meşruiyetinin kaynağını Türk Milletinde aramak yerine dış odaklara teslim olan ve milletin sırtından bunun bedelini ödeyen AKP bunun hesabını millet huzurunda ödeyecektir.Hesap günü yakındır`` açıklaması yapıtı. ||Milliyetçi Hareket Partisi(MHP) Genel Başkan Yardımcısı Faruk Bal, Vakıflar Yasası`nı sert bir dille eleştirdi. ||``İktidarının devamını dış destekçilerinin insafına terk eden AKP, bu desteğin bedelini Türkiye Cumhuriyetinin seksen üç yılda elde ettiği kazanımlarını peşkeş çekerek ödemektedir`` diyen Bal, ``Türkiye`ye karşı şaşı bakışını ve ikiyüzlü uygulamaları ısrarla sürdüren AB ise Türk Milletinden tarihi bir intikam almanın peşinde olduğu izlenimini vermektedir. Avrupa Birliği ve AKP ikilisi bu çıkar ilişkisini bitmek bilmeyen yalan rüzgarı ile sürdürmektedir. ||AKP yalanları ile AB dayatmaları her konuda işporta tezgahlarında sergilenmektedir`` dedi. ||Bal, ``Kıbrıs, Ege, Ermeni, Irak, Kerkük, Boğazlar meselelerinde ortaya çıkan AKP yalanı ile AB dayatmaları ne yazık ki azınlık vakıflarında da kendini göstermiştir. Avrupa Birliğinin azınlık vakıfları ile ilgili bir hukuki müktesebatı yoktur. Avrupa Birliği insan hakları açısından azınlık vakıfları ile meşgul olmuş olsa idi; öncelikle Birliğe üye olmuş Yunanistan`da, Güney Kıbrıs Rum Kesiminde, Macaristan`da ve 2007 yılında üyeliği kesinleşecek Bulgaristan`da ve Romanya`da bulunan bu ülkelerin kamu gücü ile el koyduğu Türk ve Müslüman vakıflarının içinde bulunduğu perişanlık ile ilgilenirdi`` açıklaması yaptı. ||``Emredersin komutanım`` ||``AB`nin amacı bu değildir `` diye soran Bal, ``AB, azınlık vakıfları üzerinden yüz yıllık bir hesabın peşindedir. Bu hesapta kullanacağı dayatmaları Türkiye`ye karşı ileri sürmektedir. ||Teslimiyetçi AKP ise `emredersin komutanım` anlayışı ile Lozan Antlaşmasını, Anayasamızı, Medeni Kanunumuzu ve Vakıflar Kanunumuzu yazboz tahtasına döndürerek Türk Milletinin sırtından yeni edindiği dostlarını gönüllemektedir. ||Bu gönülleme ile Türk dış politikasının kimyası bozulmakta, geçen yüzyılda Kurtuluş Savaşı ile çözülmüş, Lozan Antlaşması ile uluslararası mutabakata kavuşmuş azınlık vakıfları meselesi tek taraflı olarak Türk Milletinin sırtına yüklenmektedir. ||Teslimiyetçiler her defasında `AB trenini kaçırmayalım` yalanı ile Vakıflar yasasında adım adım ilerlemiştir``dedi. ||Gökkuşağı koalisyonu ||``Azınlık Vakıfları konusunda surda ilk gedik, üçüncü uyum paketi ile açılmıştır`` diyen Bal, sözlerini şöyle sürdürdü: ``AKP, DYP, ANAP, DSP ve SP`den oluşan gök kuşağı koalisyonu, MHP`nin muhalefetine ve Lozan Antlaşmasına, Anayasaya, Medeni Kanuna ve Vakıflar Kanuna aykırı olmasına rağmen 03.08.2002 tarihinde azınlık vakıfları ile ilgili olarak bir düzenleme gerçekleştirmiştir. ||O tarihte, AB treni kaçırılmasın diyerek teslimiyetçiliği kabullenen AKP, 4. uyum paketi ile karşısına tekrar AB dayatması geldiğinde gaflet uykusundan uyanamamış ve yeni bir AB treni türküsü ile azınlık vakıfları ile ilgili açılan gediği deliğe dönüştürmüştür. ||Teslimiyetçi AKP, 6. uyum paketi ile AB dayatması tekrar karşısına çıktığında bu gaflet uykusundan uyanamamıştır. Bir başka AB treni türküsü ile azınlık vakıfları ile ilgili açılan deliği bu defa oyuğa dönüştürmüştür. ||Bu şekilde 3, 4, 6. uyum paketleri ile adım adım ilerleyen AB`nin Azınlık Vakıfları ile ilgili hedefi gizlenemez hale gelmiş iken Teslimiyetçi AKP`nin önüne 9. uyum paketinde bir defa daha azınlık vakıfları konulmuştur.`` ||Hukuki durum ||`AKP gaflet ile ihanet arasındaki ince çizgiyi aşmış, 9. uyum paketinde de teslim olmuştur`` diyen Bal Azınlık vakıflarının Lozan Antlaşması, Anayasa, Medeni Kanun ve Vakıflar Kanunu açından hukuki durumunu şöyle sıraladı: ||1- Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşlarının tamamı, (azınlıklar dahil) diledikleri amaçları gerçekleştirmek üzere vakıf kurabilirler, ancak; eşit vatandaşlık esasını benimsemiş olan Türkiye Cumhuriyetinde din, dil, ırk ve mezhep esasına dayanılarak vakıf kurulamaz, (AY, MK. 101) ||2- Osmanlı döneminde din, dil, ırk ve mezhep esasına dayalı olarak kurulmuş olan azınlık vakıfları bu kuralın istisnası olarak varlıklarını bulundukları hal ve şartlar dahilinde sürdürmeleri istisna olarak kabul edilmiş ve aynı zamanda bu Türk vatandaşlarından farklı olarak azınlıklara ayrı bir imtiyaz olarak tanınmıştır. (Lozan Antlaşması ) ||3- Azınlıklara (Rum, Ermeni ve Yahudi) Lozan antlaşması ile tanınan bu istisna ve imtiyaz 1935 yılında kabul edilen Vakıflar Kanunu ile bulundukları hal ve şartları belirlemek üzere vakıf senetlerini ve mallarını beyana davet edilmişlerdir. Azınlıkların beyan ettikleri bu mal varlıkları ile ilgili hiçbir hukuki sorun bulunmamaktadır. ||4- Azınlık vakıflarının vakfiyelerinde ve beyannamelerinde yeni taşınmaz edinme hak ve yetkisi bulunmamaktadır. ||5- Azınlıklar Lozan antlaşması, Anayasa, Medeni Kanun, Vakıflar Kanunu ve kendi vakfiye ve beyannameleri ile belirlenen bu hukuki durumu dolaylı yollardan aşarak, vakıflarına mal edindirme yoluna sapmışlardır. ||Mahkemeler hukuk dışı yollara vaki müracaatları Lozan Antlaşması, Anayasa, Medeni Kanun ve Vakıflar Kanununa göre değerlendirmiştir. ||6- Mahkeme Kararını beğenmeyen azınlık vakıfları AB`ni devreye sokmuştur. ||Teslimiyetçi AKP ile ikiyüzlü Avrupa birliği 3, 4, 6 ve 9. uyum paketleri ile azınlık vakıflarının yukarıdaki statüsünü şu hale getirmiştir. ||1- Üçüncü Uyum Paketi ile ||`Azınlık vakıfları her ne surette olursa olsun, tasarrufları altında bulunduğu, vergi kayıtları, kira sözleşmeleri ve diğer belgelerle belirlenen taşınmaz mallar, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde başvurulması halinde vakıf adına tescil olunur. Cemaat vakıfları adına bağışlanan veya vasiyet olunan taşınmaz mallar da bu madde hükümlerine tabidir` . ||Böylece; Lozan Antlaşmasında din, dil, ırk ve mezhep farklılığı esasına dayalı olarak kurulan azınlık vakıflarına mevcut varlıkları ile tanınan istisna ve imtiyaz vakfiye ve beyannamelerinde bulunmamasına rağmen yeni mal edinmeleri açısından tek taraflı olarak genişletilmiştir. ||Azınlıklara tanınan bu istisna ve imtiyaz tek taraflı olarak genişletilir iken, AB ülkesi olan Yunanistan`da bulunan Türk-Müslüman vakıflarının yeni mal edinmesi mümkün olmadığı gibi bu vakıflar yöneticilerini dahi seçememektedir. ||Müslüman Türk azınlığın dini lideri Müftü dahil olmak üzere, vakıf yöneticileri Yunan makamları tarafından atanmaktadır. ||Bu temel soruna AB üyesi Yunanistan`da çözüm getiremeyen AB sıra Türkiye`ye geldiğinde şaşı bakışı ve ikiyüzlülüğü ile dayatmalarda bulunmuştur. ||Bu dayatmaları MHP hariç 03.08.2002 tarihinde mecliste bulunan AKP dahil gökkuşağı partileri kabullenmiştir. ||2- Dördüncü uyum paketi ile ||Azınlık vakıflarının yeni mal edinmelerine izin verme ve yönetmelik çıkarma yetkisi Bakanlar Kuruluna ait iken bu yetki Vakıflar Genel Müdürlüğüne verilmiştir. ||Böylece AKP, siyasi sorumluluğu bulunan Bakanlar Kurulunu devreden çıkararak Vakıflar Genel Müdürlüğü gibi bürokratik bir makamı tarihi ve milli bir konuda dış destekli azınlıklar ile baş başa bırakmıştır. ||Bu kanun değişikliği ile bürokrasinin milli direnci kırılmış, azınlık vakıfları ile ilgili ardı arkası gelmeyecek AB taleplerinin önü açılmıştır. ||3- Altıncı uyum paketi ile ||Azınlık vakıflarına yeni mal edinme için tanınan altı aylık süre on sekiz ay daha uzatılmıştır. ||Böylece AB trenini kaçırmayalım türküsünün hiçbir anlamının olmadığını sağır sultan anlamış ancak her dayatmaya `emret komutanım` anlayışı ile teslim olan AKP anlayamamış Türk Milletinin iradesinin tecelligahı olan TBMM`ni de yazboz tahtasına dönüştürmüştür. ||4- Son olarak dokuzuncu uyum paketi ile ||A- Azınlık vakıfları yeniden tanımlanmıştır. ||Lozan Antlaşmasında belirlenen istisnai ve imtiyazlı statüsünden farklı olarak, Anayasa, Medeni Kanun ve Vakıflar Kanunu din, dil, ırk ve mezhep esasına dayalı olarak vakıf kurulmasını yasaklamasana rağmen bu yasağı ortadan kaldıracak şekilde Vakıflar Kanunun 3. maddesinde azınlık vakıfları yeniden tanımlanmıştır. ||Böylece, Azınlık vakıfları hem Lozan Antlaşmasındaki istisnai ve imtiyazlı konumunu muhafaza etmiş ve hem de mülhak vakıfların alt kategorisinde özel bir konuma getirilerek AY. l0. ve MK 101. maddeleri ihlal edilmiştir. ||B-Azınlık vakıflarının yeni mal edinmeleri sınırsız hale getirilmiştir. ||Lozan Antlaşması ve Vakıflar Kanununa göre, Azınlık vakıflarının yeni mal edinmeleri mümkün değil iken; ||a- Üçüncü uyum paketi ile surda gedik açılmış, yeni mal edinmeleri kabul edilmiş, ||b- Dördüncü uyum paketi ile surdaki gedik deliğe dönüştürülmüş, mal edinmeye izni Bakanlar Kurulu verir iken bu yetki Vakıflar Genel Müdürlüğüne devredilmiş, ||c- Altıncı uyum paketi ile mal edinme süresi 6 ay iken 18 aya çıkarılmış, ||d- Son olarak, dokuzuncu uyum paketi ile Vakıflar Kanunun 12. ve geçici 9. maddesi ile sınırsız ve süresiz hale getirilmiştir. ||Bu düzenlemeye göre; Fatih`in İstanbul`u fethettiği 1453 yılından itibaren, azınlık vakıflarına geçmişte tasarruflarında bulunan taşınmazları da kapsayacak şekilde sınırsız mal edinme hakkı tanınmıştır. ||Böylece Lozan antlaşması, Anayasa, Medeni Kanun ve Vakıflar Kanunu ile oluşan Azınlık vakıfları ile ilgili hukuk AB dayatmaları ve AKP teslimiyeti ile yolgeçen hanına dönüşmüştür. ||Hesap günü yakın ||20. yüzyılın başlarında Avrupa Devletlerinin dayatması ile karşılaşan Türk Milletinin Kurtuluş Savaşı ile kurduğu Türkiye Cumhuriyetinin 21. yüzyılın başlarında da aynı dayatmalar ve şartlar ile karşı karşıya olduğunu bir gün yazacaktır. ||O günün tarihçileri sadece MHP`nin siyasi mücadelesini hayırla yad edecektir. ||Teslimiyetçiler ise hak ettiği yerde olacaktır. ||Meşruiyetinin kaynağını Türk Milletinde aramak yerine dış odaklara teslim olan ve milletin sırtından bunun bedelini ödeyen AKP bunun hesabını millet huzurunda ödeyecektir.Hesap günü yakındır. ``
http://www.ortadogugazetesi.net//habergoster.asp?id=3607
|
|
|
|
|
|